Ana içeriğe atla

Futbola Pazarlama Yaklaşımı : Fikret Orman Başarısı

 Ekonomilerde en önemli noktalardan biri, katma değeri yüksek ürün üretip satabilmektir. Bu ilke güçlü bir ekonominin olmazsa olmazı olarak karşımıza çıkmaktadır Üretim anlayışı, satış anlayışı ve sonrasında gelen pazarlama anlayışıyla birlikte her üretilenin satılmadığı, satış yapabilmek için de ürünlerin müşteri memnuniyeti yaratarak pazarlanması gerekmektedir. Bugünlerde bu işi ülkemizde en iyi yapan Beşiktaş futbol kulübünün başkanı Fikret Orman'dır. Fikret Orman, Beşiktaş'ı bir dünya kulübü haline getirmek için yaptığı çalışmalarla hem Beşiktaş'ın marka değerini arttırmaya yönelik çalışmalar yapmakta hem de futbolcularını yurtdışındaki çeşitli kulüplere pazarlayabilmektedir. Son yıllarda Beşitaş tarafından yapılan bazı futbolcu satışları aşağıdaki gibidir.

Allan McGregor > Hull City | 1.75 milyon €
Atınç Nukan > Leipzig | 6 milyon €
Ersan Gülüm > Hebei China Fortune | 7 milyon €
Demba Ba > Shanghai Shenhua | 13 milyon €
Kerim Frei > Birmingham | 2.25 milyon €
Gökhan Töre > West Ham United (Kiralık) | 3 milyon €
Jose Sosa > Milan | 7.5 milyon €
Rhodolfo > Flamengo | 1.4 milyon €
Andreas Beck > Stuttgart | 2.5 milyon €
Marcelo > Lyon | 7 milyon €


 Beşiktaş, Fikret Orman yönetiminde oyuncu satışlarından kasasına 51.4 milyon euro koymayı başardı.Cenk Tosun'un transferi ile bu rakam 73.4 milyon Euro'ya çıktı. Yukarıdaki futbolcuların hepsi satıldıkları değerin çok çok düşük fiyatlarına Beşiktaş'a transfer olmuştu. Buradaki en büyük başarı düşük değeri parlatarak, işleyerek yüksek katma değerde satmak olduğu çok açık ve net. Türkiye'de yıllarca ticaret açığı veren bir ülke olarak görüldüğünden bizimde ekonomi politikamızı katma değerli ürünlere yönelik oluşturmamız ve ürünlerimizi iyi bir şekilde pazarlayabilmemiz çok önemli.Bu yönde yapılacak olan adımlar Cari Açığı ve Dış Ticaret Açığını aşağıya çekecektir. Sahi Fikret Orman siyasetçi olsa Türkiye'nin Cari Açığını düşürebilir mi ? 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler (VDMK) Üzerine

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler (VDMK), yeni bir finansman tekniği olarak kurumların bilançolarında yer alan senet veya teminata konu alacaklarının ikincil piyasada pazarlanabilir menkul kıymetler haline dönüştürülmüş halidir. VDMK’a konu olabilecek varlıklar; tüketici kredileri, finansal kiralama sözleşmelerinden doğan alacaklar ve finansal kuruluşlar hariç mal ve hizmet üretimi faaliyetinde bulunan anonim ortaklıkların müşterilerine yaptıkları faturalı satışlardan kaynaklanan senede veya teminata bağlanmış ticari alacakları olabilir. Geçtiğimiz haftalarda basına yansıyan gelişmelere göre TKYB ( Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası )’nın kurucu olduğu Varlık Finansmanı Fonuyla, Ziraat Bankası, Vakıfbank ve Halkbank’ın 1’er milyar liralık, Garanti Bankası’nın 150 milyon liralık kendi ellerinde mevcut, yüksek kaliteli olan ipoteke dayalı konut kredileri havuz oluşturarak bunları birleştirip karşılığında 3 milyar 150 milyon liralık VDMK ihracının gündemde olduğunu görüyoruz.  Bu sayed

TCMB'nin Faiz Kararı ve Beklentiler Üzerine

Geçtiğimiz haftanın gündeminde TCMB tarafından açıklanan PPK toplantısı sonrası alınan faiz artırım kararı vardı. TCMB Politika Faizini %17,5’dan %25’e yükseltti. Piyasa beklentisi %20 seviyesindeydi. TCMB PPK toplantısı sonrası yaptığı bu hamle ile pozitif anlamda piyasalara şok uygulamış oldu. Ülkemizde yaklaşık 13 yıldır faizlerin baskılandığı bir sürece şahitlik ediyoruz. 2010 yılında TL’nin aşırı değerli olması ve cari açıkta kırılan rekorla birlikte kısa vadeli sermaye akımlarının uzun vadeye yönlendirilmesi ve Türk Lirasının aşırı değerlenmesini önlemek amacıyla başlayan bu süreç yıllar içerisinde ekonomi yönetiminin çeşitli görüşleri çerçevesinde farklılaşarak şekillenmişti. Son dönemde politika yönlendirilmesi sonucunda uzunca bir süre negatif faiz seviyesinin belirlendiğini gördük. Faizlerin ekonomi üzerinde bir yük olduğunu konusunda hemfikiriz. Merkez Bankası tarafından yürütülen para politikası da bu prensipten yola çıkarak, ekonominin potansiyelin üzerinde büyüdüğü duruml

Yapısal Reformlar Üzerine

Yapısal Reformlar Yapısal Reformlar bugün ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu, yapılmasının ve uygulanmasının çok büyük bir önem arz ettiği, ülkemizi geçtiği bu zorlu süreçten güçlenerek çıkması için çok önemli bir olgudur. Yapısal Reform hamlesinin eğitimden sağlığa, hukuktan ekonomiye, kurumların bağımsızlığından maliyeye kadar birçok alanda yapılması gerektiği kanaatindeyim. Bu yönde atılacak adımla ülkemiz çok daha güçlü olarak 2053 – 2071 hedeflerine yürüyebilecektir ama öncelikle şu üç kavramı kurumlarımızda uygulayabilmemiz gerekiyor. Liyakat Meritrokrasi Kurumların Bağımsızlığı Yukarıda belirttiğim üç kavram çerçevesinde yapılması gereken yapısal reformlara baktığımızda: Eğitim Ülkemizde eğitim sistemi baştan aşağıya yenilenmelidir. Her gelen hükümetin ve bakanın farklı bir sistem uyguladığı mevcut sistemdeki Milli Eğitim Bakanlığı’nın bakanlık statüsü kaldırılmalı ve Maarif Teşkilatı adı altında hükümetlerden bağımsız bir şekilde çalışan, dönemin e