Ana içeriğe atla

FED'in Faiz Kararı Süreci





Takvimler 27 Temmuz 2022 tarihini gösteriyor. Yine bir FED kararı sürecindeyiz. 2013 yılından beri büyük merkez bankalarının politika kararlarını ilgiyle takip ediyorum. Piyasada yaşanan belirsizlikler, merkez bankalarının alacağı aksiyonlar ve iletişimleri hep ilgimi çekmiştir. Merkez bankaları, karar alma süreçlerini gerçekten alanında en bilgili ve donanımlı insanlar tarafından oluşturulan ekiplerin yaptıkları analizlere dayandırılarak oluşturuyor. Yapılan bir sürü analiz ve geniş data setinden elde edilen bilgiler sonrasında piyasa ile iletişim kurularak alınan kararlar açıklanıyor ve etkileri tartışılıyor.

FED gibi dünyanın en önemli finans kurumunun aldığı kararlarda yanlışlık olabilir mi? diye düşünüldüğünde böyle bir durumun olası olduğunu son dönemde alınan FED kararlarında çok net bir şekilde görmüş olduk. FED'in "dog chasing its tail" hatasına düştüğü gözüküyor. FED, önce piyasalarda ciddi bir beklenti yarattı, sonra da uygulamasını gerçekleştirdi. Ardından Ekonomistlerin ve Finansçıların "FED'in kararı piyasa beklentileri paralelinde geldi" diye yorumladıklarına şahit olduk. Böyle dönemlerde genellikle kimse FED'in yanlış bir analiz yapmış olduğunu ve piyasaları da yanlış yönlendirdiğini düşünmüyor. Düşünenleri ve bu görüşlerini paylaşanları tenzih ederek söylüyorum. Aslında alanında bilgili ve uzman kişilerin aykırı düşünce ve fikirlerini de böyle dönemlerde söyleyebilmesi gerektiği kanaatindeyim. Son dönemde bakıldığında 50-75-100 bp faiz artışı konuşmaları bile yaşanan hatalı para politikası kararlarının özeti gibi. Normal şartlarda beklentim FED’in "behind the curve" sürecine gelmemesi yönündeydi. Çünkü bu sürece geldikten sonra maalesef merkez bankaları “hard landing” ve “soft landing” metaforlarıyla isimlendirdiğimiz sert iniş ve yumuşak iniş arasındaki dengeyi tutturamamaktalar ve bu durum maalesef ekonomilerinin resesyona girmesine sebep oluyor.

Bu saatten sonra alınacak olan kararların önden yüklemeli olarak alınıp piyasanın ikna edilmesi gerekiyor çünkü bana göre piyasa nezninde FED’in bir kredibilite kaybı var. Bu kredibilite sağlamlaştırıldıktan sonra piyasada parasal aktarım mekanizması daha düzgün bir şekilde gerçekleşebilir.  FED piyasaların önünden gitmek ve yıkıcı olmaya doğru ilerleyen enflasyonla mücadele edebilmek için çok daha farklı bir faiz artış sürecine gitmelidir. 100 bp yeterli mi? Değil... 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Dışında Eğitim ile İlgili Genel Bilgilendirme

Yurt dışında kısa dönem veya uzun dönem eğitim almak, farklı yerlerin havasını koklamak, farklı kültürleri ve aynı zamanda da farklı dilleri öğrenmek herkesin hayali.   Aynı zamanda bu hayale giden yolda doğru bilgileri almak, doğru bir şekilde neyin, nasıl, ne şekilde yapılacağını da öğrenmek çok çok önemli. Hayallerinize giden yolda birçok insan size çeşitli düşüncelerini   olumlu veya olumsuz olacak bir şekilde belirtecektir. Siz doğru araştırmaları yaparak işlerinizi adım adım yürüterek yurtdışı hayallerinizi rahatlıkla gerçekleştirebilirsiniz. Eğitim almak istediğiniz ülkeyi seçerken en önemli ayrıntı öncelikle tabi ki sizin bütçeniz. Öncelikle şunu belirteyim, siz hangi ülkeye gitmeye karar verirseniz verin alacağınız eğitim ve birliktelik kuracağınız sosyal ortam üç aşağı beş yukarı benzer olacaktır. Çünkü yurtdışında eğitim almanın en temel amacı dili günlük hayatta kullanmak olduğundan ABD, KANADA, INGILTERE fark etmeksizin size benzer ortamı sağlayacaktır. Bu...

TCMB'nin Faiz Kararı ve Beklentiler Üzerine

Geçtiğimiz haftanın gündeminde TCMB tarafından açıklanan PPK toplantısı sonrası alınan faiz artırım kararı vardı. TCMB Politika Faizini %17,5’dan %25’e yükseltti. Piyasa beklentisi %20 seviyesindeydi. TCMB PPK toplantısı sonrası yaptığı bu hamle ile pozitif anlamda piyasalara şok uygulamış oldu. Ülkemizde yaklaşık 13 yıldır faizlerin baskılandığı bir sürece şahitlik ediyoruz. 2010 yılında TL’nin aşırı değerli olması ve cari açıkta kırılan rekorla birlikte kısa vadeli sermaye akımlarının uzun vadeye yönlendirilmesi ve Türk Lirasının aşırı değerlenmesini önlemek amacıyla başlayan bu süreç yıllar içerisinde ekonomi yönetiminin çeşitli görüşleri çerçevesinde farklılaşarak şekillenmişti. Son dönemde politika yönlendirilmesi sonucunda uzunca bir süre negatif faiz seviyesinin belirlendiğini gördük. Faizlerin ekonomi üzerinde bir yük olduğunu konusunda hemfikiriz. Merkez Bankası tarafından yürütülen para politikası da bu prensipten yola çıkarak, ekonominin potansiyelin üzerinde büyüdüğü duruml...

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler (VDMK) Üzerine

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler (VDMK), yeni bir finansman tekniği olarak kurumların bilançolarında yer alan senet veya teminata konu alacaklarının ikincil piyasada pazarlanabilir menkul kıymetler haline dönüştürülmüş halidir. VDMK’a konu olabilecek varlıklar; tüketici kredileri, finansal kiralama sözleşmelerinden doğan alacaklar ve finansal kuruluşlar hariç mal ve hizmet üretimi faaliyetinde bulunan anonim ortaklıkların müşterilerine yaptıkları faturalı satışlardan kaynaklanan senede veya teminata bağlanmış ticari alacakları olabilir. Geçtiğimiz haftalarda basına yansıyan gelişmelere göre TKYB ( Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası )’nın kurucu olduğu Varlık Finansmanı Fonuyla, Ziraat Bankası, Vakıfbank ve Halkbank’ın 1’er milyar liralık, Garanti Bankası’nın 150 milyon liralık kendi ellerinde mevcut, yüksek kaliteli olan ipoteke dayalı konut kredileri havuz oluşturarak bunları birleştirip karşılığında 3 milyar 150 milyon liralık VDMK ihracının gündemde olduğunu görüyoruz.  Bu s...