Ana içeriğe atla

Korona Virüsünün Dünya Ekonomisi Üzerindeki Etkileri

Image result for koruna vırus economy

Çin’deki finans kuruluşlarından korona virüs salgınının Çin'in 2020 yılının tamamı için ekonomik büyüme oranını 1 puan azaltabileceğini söylemleri gelirken, korona virüs salgınını 2003 yılındaki SARS salgını ile karşılaştırırken, SARS salgınının Çin'de GSYH büyüme oranını tek çeyrekte 2 puan düşürdüğünü hatırlıyoruz. Araştırmacılar salgının 2020'nin tamamında GSYH büyümesine negatif etkisinin 0,2-1,0 arasında olmasını bekliyor. Aynı zamanda virus diğer ülkelerdeki ekonomik aktivite üzerinde de önemli etkileriyle devam ediyor. Örneğin; Güney Amerika’nın en büyük ekonomisi Brezilya'da Şubat ayının ilk haftasında demir cevheri sevkiyatı, Çin'deki koronavirüs salgını nedeniyle geçen yılın aynı haftasına göre düştü. Ekonomi Bakanlığı'nın verilerine göre Şubat ayının ilk  beş iş gününde demir cevheri sevkiyatı ortalama günlük 1,27  milyon ton oldu. 2019'un aynı döneminde bu günlük 1,4 milyon ton olarak kayda geçmişti.  Avrupa ekonomileri ve ABD küresel tedarik zincirleri ve beklentiler kanalıyla bu virüsten negatif etkilenebilirler.
Çin, petrol dahil çok sayıda ürünün en büyük ithalatçısı konumunda. Çin’den gelen talebin düşmesi nedeniyle Brent petrolün varil fiyatı da 70 dolardan 53 dolara kadar geriledi. Petrol fiyatlarındaki düşüş, Batılı tüketici için daha ucuz benzin demek olsa da, Endonezya gibi petrol gelirini eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler için kullanan ülkeleri olumsuz etkiliyor. OPEC’den arz kısıntısı olabileceğine dair duyumları aldığımız bu günlerde petrolde talep ve fiyatlanmanın Çin’de ulaşımın ve endüstriyel faaliyetlerin normal düzeye dönme hızına bağlı olduğu aşikar. Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı ülkeler için bu durum olumlu bir gelişme. İhracatta Çin ile rekabet edilen sektörler açısından da avantaj ortaya çıkabilir.
Merkezi Münih'de bulunan Ekonomi Araştırma Enstitüsü IFO raporuna baktığımızda, Çin sanayi ürünlerinin, Alman ara malı ithalatının yüzde 9,4'ünü oluşturduğu belirtilerek, Almanya hariç Euro Bölgesi'nde söz konusu virüsün etkisinin Çin ile daha düşük entegrasyon sağlandığı için küçük kalacağı ve büyümede sadece 0,01 puanlık bir azalmaya neden olacağı vurgulandı.

Virüsün fuar turizmine de etkisi olduğu gözüküyor. Seyahat yasakları ve uçuşların askıya alınması nedeniyle Çin firmalarının katılamadığı Singapur Havacılık Fuarı iptal edildi. Dünyadaki vizon üretiminin yüzde 40’ını karşılayan Danimarka’daki 1500 üretici, Çinli alıcıların katılamaması nedeniyle yaklaşık 2 milyon kürkün açık arttırmasını erteledi.

Türkiye için olası turizm etkisine baktığımız zaman ülkemize ziyaretçi gönderen ülkeler listesinde ilk sırada Rusya’yı 5.902.774 kişiyle görüyoruz. Sırasıyla Almanya 4.009.337 kişi, İngiltere 2.198.150 kişi, Bulgaristan 1.995 .94 kişi ve İran 1 640.028 kişiyle sıralanıyor. Son yıllarda Çinli turistlerin sayısında ciddi bir artış gözükse de bu rakam turizm sektörüne çok fazla olumsuz etki yapabilecek bir rakam gibi durmuyor.

Umarız yetkililer salgına zamanında ve etkin şekilde müdahale ederek yayılmasını sınırlamayı başarır ve uzun vadeli büyüme trendlerinin ciddi şekilde etkilenmez. Korona virüsü salgınının SARS salgınından daha ciddi sonuçları olup olmayacağını söylemek için çok erken olduğunu belirtmekte fayda var.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler (VDMK) Üzerine

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler (VDMK), yeni bir finansman tekniği olarak kurumların bilançolarında yer alan senet veya teminata konu alacaklarının ikincil piyasada pazarlanabilir menkul kıymetler haline dönüştürülmüş halidir. VDMK’a konu olabilecek varlıklar; tüketici kredileri, finansal kiralama sözleşmelerinden doğan alacaklar ve finansal kuruluşlar hariç mal ve hizmet üretimi faaliyetinde bulunan anonim ortaklıkların müşterilerine yaptıkları faturalı satışlardan kaynaklanan senede veya teminata bağlanmış ticari alacakları olabilir. Geçtiğimiz haftalarda basına yansıyan gelişmelere göre TKYB ( Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası )’nın kurucu olduğu Varlık Finansmanı Fonuyla, Ziraat Bankası, Vakıfbank ve Halkbank’ın 1’er milyar liralık, Garanti Bankası’nın 150 milyon liralık kendi ellerinde mevcut, yüksek kaliteli olan ipoteke dayalı konut kredileri havuz oluşturarak bunları birleştirip karşılığında 3 milyar 150 milyon liralık VDMK ihracının gündemde olduğunu görüyoruz.  Bu sayed

TCMB'nin Faiz Kararı ve Beklentiler Üzerine

Geçtiğimiz haftanın gündeminde TCMB tarafından açıklanan PPK toplantısı sonrası alınan faiz artırım kararı vardı. TCMB Politika Faizini %17,5’dan %25’e yükseltti. Piyasa beklentisi %20 seviyesindeydi. TCMB PPK toplantısı sonrası yaptığı bu hamle ile pozitif anlamda piyasalara şok uygulamış oldu. Ülkemizde yaklaşık 13 yıldır faizlerin baskılandığı bir sürece şahitlik ediyoruz. 2010 yılında TL’nin aşırı değerli olması ve cari açıkta kırılan rekorla birlikte kısa vadeli sermaye akımlarının uzun vadeye yönlendirilmesi ve Türk Lirasının aşırı değerlenmesini önlemek amacıyla başlayan bu süreç yıllar içerisinde ekonomi yönetiminin çeşitli görüşleri çerçevesinde farklılaşarak şekillenmişti. Son dönemde politika yönlendirilmesi sonucunda uzunca bir süre negatif faiz seviyesinin belirlendiğini gördük. Faizlerin ekonomi üzerinde bir yük olduğunu konusunda hemfikiriz. Merkez Bankası tarafından yürütülen para politikası da bu prensipten yola çıkarak, ekonominin potansiyelin üzerinde büyüdüğü duruml

Yapısal Reformlar Üzerine

Yapısal Reformlar Yapısal Reformlar bugün ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu, yapılmasının ve uygulanmasının çok büyük bir önem arz ettiği, ülkemizi geçtiği bu zorlu süreçten güçlenerek çıkması için çok önemli bir olgudur. Yapısal Reform hamlesinin eğitimden sağlığa, hukuktan ekonomiye, kurumların bağımsızlığından maliyeye kadar birçok alanda yapılması gerektiği kanaatindeyim. Bu yönde atılacak adımla ülkemiz çok daha güçlü olarak 2053 – 2071 hedeflerine yürüyebilecektir ama öncelikle şu üç kavramı kurumlarımızda uygulayabilmemiz gerekiyor. Liyakat Meritrokrasi Kurumların Bağımsızlığı Yukarıda belirttiğim üç kavram çerçevesinde yapılması gereken yapısal reformlara baktığımızda: Eğitim Ülkemizde eğitim sistemi baştan aşağıya yenilenmelidir. Her gelen hükümetin ve bakanın farklı bir sistem uyguladığı mevcut sistemdeki Milli Eğitim Bakanlığı’nın bakanlık statüsü kaldırılmalı ve Maarif Teşkilatı adı altında hükümetlerden bağımsız bir şekilde çalışan, dönemin e