Ana içeriğe atla

TCMB'nin Faiz Adımı Sonrası OVP'den Beklentiler


OVP ile ilgili görsel sonucu











Geçtiğimiz hafta TCMB politika faizini beklentilerin çok üzerinde, 625 baz puan artırarak % 17.75'ten  % 24'e çıkardı. Merkez Bankası bu denli yüksek bir faiz artışı yapmasının nedenlerine baktığımızda:

1 ) TL'nin zımni oynaklığını azaltıp Lira'daki değer kaybını sınırlandırarak fiyat istikrarını sağlayıp finansal istikrarın zarar görmesini engellemek.
2)  Enflasyon beklentilerini kontrol etmek, önümüzdeki dönemde enflasyonun yükselmesini engellemek.
3) Kurumun aldığı kararlarda bağımsız olduğunu, hiçbir otoriteye bağlı olmadığını piyasalara göstermek
4) TL'ye bir miktar değer kazandırarak döviz borcu olan kuruluşlar için nispeten daha ucuz bir şekilde spot piyasadan döviz alımlarını sağlamak.
5) Kısa vadeli tahvil faizlerini kontrol ederek uzun vadeli tahvil faizleri ve beklentileri yönlendirmek.

Faiz artırımı kapsamında yukarıdaki nedenlere baktığımızda TCMB'nin yaptığı hamlenin doğru ve yerinde bir hamle olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Para Politikalarının etkinliği daha da artırabilmek için Maliye Politikalarının desteği her zaman önemli olmuştur. Bu bağlamda 20 Eylül tarihinde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıklayacağı Orta Vadeli Plan (OVP) çok büyük bir önem arz etmektedir. OVP'den beklentilere baktığımızda:

1) Enflasyon ve Cari Açıkla net bir şekilde mücadele edileceğinin mesajının yanında bu mücadelenin nasıl yapılacağının da altının doldurulması ve yöntemin açık ve şeffaf bir şekilde piyasalarla paylaşılması.
2) Bütçe Dengesinin nasıl sağlanacağı, hangi bütçe kaleminden ne oranda, nasıl bir tasarruf yapılmasının planlandığı net ve anlaşılır bir şekilde piyasalara aktarılmalı.
3) Reel Sektörün üzerinde bulunan mevcut döviz borç yükünün önümüzdeki süreçte nasıl sürdürülebilir bir şekilde devam ettirileceği, tahrip olmuş bilançoların nasıl destekleneceği, baskı altında kalabilecek olan bankalara hangi mekanizmalarla destek olunacağı net bir şekilde belirtilmeli. Çünkü reel sektörde yaşanacak bir istikrarsızlığın bankaları da baskı altına alması muhtemeldir.
4) Yüksek bir borçlanma ile tamamlanması planlanan projelerin belirli bir süre için erteleneceğine dair gelebilecek açıklamalar piyasaların yönlendirilmesi açısından belirleyici olacaktır. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha önce bu yönde bir beyanatı olmuştu. Bunu Bakan Albayrak'tan da duymak önemli olacaktır.

Beklentiler doğrultusundaki açıklanacak OVP döviz kurlarında bir miktar gerilemeye ön ayak olacaktır. Bu bağlamda TL'nin değerlenmesi sürecinde OVP, piyasalar tarafından merakla bekleniyor. Bende diğer ekonomistler gibi bu OVP'yi merakla bekliyorum, açıklandıktan sonra Orta Vadeli Plana yönelik detaylı bir değerlendirme yapabiliriz.
Esen kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler (VDMK) Üzerine

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler (VDMK), yeni bir finansman tekniği olarak kurumların bilançolarında yer alan senet veya teminata konu alacaklarının ikincil piyasada pazarlanabilir menkul kıymetler haline dönüştürülmüş halidir. VDMK’a konu olabilecek varlıklar; tüketici kredileri, finansal kiralama sözleşmelerinden doğan alacaklar ve finansal kuruluşlar hariç mal ve hizmet üretimi faaliyetinde bulunan anonim ortaklıkların müşterilerine yaptıkları faturalı satışlardan kaynaklanan senede veya teminata bağlanmış ticari alacakları olabilir. Geçtiğimiz haftalarda basına yansıyan gelişmelere göre TKYB ( Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası )’nın kurucu olduğu Varlık Finansmanı Fonuyla, Ziraat Bankası, Vakıfbank ve Halkbank’ın 1’er milyar liralık, Garanti Bankası’nın 150 milyon liralık kendi ellerinde mevcut, yüksek kaliteli olan ipoteke dayalı konut kredileri havuz oluşturarak bunları birleştirip karşılığında 3 milyar 150 milyon liralık VDMK ihracının gündemde olduğunu görüyoruz.  Bu sayed

TCMB'nin Faiz Kararı ve Beklentiler Üzerine

Geçtiğimiz haftanın gündeminde TCMB tarafından açıklanan PPK toplantısı sonrası alınan faiz artırım kararı vardı. TCMB Politika Faizini %17,5’dan %25’e yükseltti. Piyasa beklentisi %20 seviyesindeydi. TCMB PPK toplantısı sonrası yaptığı bu hamle ile pozitif anlamda piyasalara şok uygulamış oldu. Ülkemizde yaklaşık 13 yıldır faizlerin baskılandığı bir sürece şahitlik ediyoruz. 2010 yılında TL’nin aşırı değerli olması ve cari açıkta kırılan rekorla birlikte kısa vadeli sermaye akımlarının uzun vadeye yönlendirilmesi ve Türk Lirasının aşırı değerlenmesini önlemek amacıyla başlayan bu süreç yıllar içerisinde ekonomi yönetiminin çeşitli görüşleri çerçevesinde farklılaşarak şekillenmişti. Son dönemde politika yönlendirilmesi sonucunda uzunca bir süre negatif faiz seviyesinin belirlendiğini gördük. Faizlerin ekonomi üzerinde bir yük olduğunu konusunda hemfikiriz. Merkez Bankası tarafından yürütülen para politikası da bu prensipten yola çıkarak, ekonominin potansiyelin üzerinde büyüdüğü duruml

Yapısal Reformlar Üzerine

Yapısal Reformlar Yapısal Reformlar bugün ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu, yapılmasının ve uygulanmasının çok büyük bir önem arz ettiği, ülkemizi geçtiği bu zorlu süreçten güçlenerek çıkması için çok önemli bir olgudur. Yapısal Reform hamlesinin eğitimden sağlığa, hukuktan ekonomiye, kurumların bağımsızlığından maliyeye kadar birçok alanda yapılması gerektiği kanaatindeyim. Bu yönde atılacak adımla ülkemiz çok daha güçlü olarak 2053 – 2071 hedeflerine yürüyebilecektir ama öncelikle şu üç kavramı kurumlarımızda uygulayabilmemiz gerekiyor. Liyakat Meritrokrasi Kurumların Bağımsızlığı Yukarıda belirttiğim üç kavram çerçevesinde yapılması gereken yapısal reformlara baktığımızda: Eğitim Ülkemizde eğitim sistemi baştan aşağıya yenilenmelidir. Her gelen hükümetin ve bakanın farklı bir sistem uyguladığı mevcut sistemdeki Milli Eğitim Bakanlığı’nın bakanlık statüsü kaldırılmalı ve Maarif Teşkilatı adı altında hükümetlerden bağımsız bir şekilde çalışan, dönemin e