Ana içeriğe atla

25 Nisan 2018 - TCMB Toplantısı Üzerine


TCMB ile ilgili görsel sonucu
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 25 Nisan 2018 tarihinde yaptığı toplantıda aldığı karar sonucunda faiz oranlarını aşağıdaki gibi belirlemiştir.

1 Haftalık Repo Faizi :
Borç Alma : -             Borç Verme : 8.00 ( Sabit )
Gecelik O/N :
Borç Alma : 7,25        Borç Verme : 9.25 ( Sabit )
Geç Likidite Penceresi :
Borç Alma : -              Borç Verne : 13.50 ( Önceki 12.75 )

Merkez Bankası son zamanlarda ilk iki faiz türünü uygulamaktan kaçınıp GLP aracılığıyla piyasaları 12.75 faiz oranını kullanarak fonlamaktayken 25 Nisan 2018'de aldığı karar sonucu GLP Faizi oranını 75 baz puan artışla 13.50'ye çıkarmış oldu. Enflasyon oranlarına da göz atarsak:

Enflasyon Oranı :
2017 - 12 : 11.92
2018 - 1   : 10:35
2018 - 2   : 10:26
2018 - 3   : 10.23

Merkez Bankası'nın temel amacının fiyat istikrarını sağlamak olduğu belirtmekle birlikte, enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeler fiyatlama davranışları üzerinde risk oluşturmaya devam etmesi, enflasyonun kur geçişkenliği nedeniyle tek haneli rakamlara inmesinin zorlaşacağı ve buna ek olarak erken seçim ortamında TL'de olabilecek olası değer kayıplarını minimize etmek amacıyla böyle bir karar aldığını söyleyebiliriz. 

Piyasalar ortalama 50 baz puan artış beklerken Merkez Bankasının 75 baz puanlık artışının ana sebebi bir sonraki toplantısının 7 Haziranda olması ve erken seçim öncesi faiz arttırımı yapmayı düşünmemesinden dolayı bu yönde bir karar aldığı kanaatindeyim.

Önceki kararlardan farklı olarak MB'nin "İthalat fiyatlarındaki yükseliş söz konusu riskleri artırmıştır. Bu çerçevede Kurul, fiyat istikrarını desteklemek amacıyla ölçülü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir. " vurgusuyla önümüzdeki dönemde döviz kurlarında volitiliteyi azaltma yönündeki kararlılığını da göstermiş oldu.

TL'nin diğer para birimleri karşısındaki  durumu konusunda 10 yıllıkların alımındaki seyir TL varlıklarında iyimserlik oluşup oluşmamasında belirleyici olacaktır.

Faiz artışının yeterli olmadığını, haziranda en az 50 baz puanlık faiz artışının olması gerektiğini şimdiden söyleyen kişi, kurum ve kuruluşlar şimdiden amaçlarını belli etmektedirler. Bu noktada yatırımcıların bu yönde telkinde bulunanlara prim vermemesi önemli olacaktır.

Faiz artışının geçici bir çözüm olduğunu, asıl kalıcı çözümün yapısal reformlara dayanan, uzun soluklu ekonomik modeller çerçevesinde kırılganlıkları azaltarak yola devam etmek olduğunu belirtmekte fayda var.

Sonraki yazıda görüşmek dileğiyle.

Esen kalın.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Dışında Eğitim ile İlgili Genel Bilgilendirme

Yurt dışında kısa dönem veya uzun dönem eğitim almak, farklı yerlerin havasını koklamak, farklı kültürleri ve aynı zamanda da farklı dilleri öğrenmek herkesin hayali.   Aynı zamanda bu hayale giden yolda doğru bilgileri almak, doğru bir şekilde neyin, nasıl, ne şekilde yapılacağını da öğrenmek çok çok önemli. Hayallerinize giden yolda birçok insan size çeşitli düşüncelerini   olumlu veya olumsuz olacak bir şekilde belirtecektir. Siz doğru araştırmaları yaparak işlerinizi adım adım yürüterek yurtdışı hayallerinizi rahatlıkla gerçekleştirebilirsiniz. Eğitim almak istediğiniz ülkeyi seçerken en önemli ayrıntı öncelikle tabi ki sizin bütçeniz. Öncelikle şunu belirteyim, siz hangi ülkeye gitmeye karar verirseniz verin alacağınız eğitim ve birliktelik kuracağınız sosyal ortam üç aşağı beş yukarı benzer olacaktır. Çünkü yurtdışında eğitim almanın en temel amacı dili günlük hayatta kullanmak olduğundan ABD, KANADA, INGILTERE fark etmeksizin size benzer ortamı sağlayacaktır. Bu...

TCMB'nin Faiz Kararı ve Beklentiler Üzerine

Geçtiğimiz haftanın gündeminde TCMB tarafından açıklanan PPK toplantısı sonrası alınan faiz artırım kararı vardı. TCMB Politika Faizini %17,5’dan %25’e yükseltti. Piyasa beklentisi %20 seviyesindeydi. TCMB PPK toplantısı sonrası yaptığı bu hamle ile pozitif anlamda piyasalara şok uygulamış oldu. Ülkemizde yaklaşık 13 yıldır faizlerin baskılandığı bir sürece şahitlik ediyoruz. 2010 yılında TL’nin aşırı değerli olması ve cari açıkta kırılan rekorla birlikte kısa vadeli sermaye akımlarının uzun vadeye yönlendirilmesi ve Türk Lirasının aşırı değerlenmesini önlemek amacıyla başlayan bu süreç yıllar içerisinde ekonomi yönetiminin çeşitli görüşleri çerçevesinde farklılaşarak şekillenmişti. Son dönemde politika yönlendirilmesi sonucunda uzunca bir süre negatif faiz seviyesinin belirlendiğini gördük. Faizlerin ekonomi üzerinde bir yük olduğunu konusunda hemfikiriz. Merkez Bankası tarafından yürütülen para politikası da bu prensipten yola çıkarak, ekonominin potansiyelin üzerinde büyüdüğü duruml...

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler (VDMK) Üzerine

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler (VDMK), yeni bir finansman tekniği olarak kurumların bilançolarında yer alan senet veya teminata konu alacaklarının ikincil piyasada pazarlanabilir menkul kıymetler haline dönüştürülmüş halidir. VDMK’a konu olabilecek varlıklar; tüketici kredileri, finansal kiralama sözleşmelerinden doğan alacaklar ve finansal kuruluşlar hariç mal ve hizmet üretimi faaliyetinde bulunan anonim ortaklıkların müşterilerine yaptıkları faturalı satışlardan kaynaklanan senede veya teminata bağlanmış ticari alacakları olabilir. Geçtiğimiz haftalarda basına yansıyan gelişmelere göre TKYB ( Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası )’nın kurucu olduğu Varlık Finansmanı Fonuyla, Ziraat Bankası, Vakıfbank ve Halkbank’ın 1’er milyar liralık, Garanti Bankası’nın 150 milyon liralık kendi ellerinde mevcut, yüksek kaliteli olan ipoteke dayalı konut kredileri havuz oluşturarak bunları birleştirip karşılığında 3 milyar 150 milyon liralık VDMK ihracının gündemde olduğunu görüyoruz.  Bu s...