Ana içeriğe atla

Kripto Paralar Yazı Dizisi - 3 / Kurum ve Kuruluşların Kripto Paralara Bakış Açıları

cryptocurrency ile ilgili görsel sonucu
 Son günlerde adından sıkça söz ettiren kripto para konusunu bende bundan önce ki  iki yazımda kripto para birimlerini tanıtıp, özelliklerini anlatarak bu ekosistemde doğru ve anlaşılabilir bilgiyi sunmaya ve bunları siz değerli okurlara aktarmaya çalışmıştım.
Bu yazımda da Kripto Paralar ile ilgili ülkemizden ve dünyadan çeşitli görüşleri aktarıp değerlendirme yapacağım.
Son 15 yıldır Türkiye Cumhuriyeti'ni yöneten Ak Parti, kripto para ve blockchain konusu ile ilgili araştırma yaparak değişen ekonomik sistemlere kayıtsız kalınamayacağını bildirerek Bitcoin Raporu hazırladı.
Raporda: " Para basımı ve arzının devletlerin elinde bulunduğunu düşünürsek, sanal paraların takibi, vergilendirilmesi ve arzının yapılamaması devlet düşüncesine ters bir uygulamadır.
Kripto paralara yönelik en büyük risk, bu paraların kullanımının kara para işlemlerine açık olması dolayısıyla devletler tarafından yasaklanmasıdır.
Bir anda çok büyük değer kayıpları yaşayabilir.
Ayrıca kime ait olduğu bilinmediği ve bir merkezi otorite tarafından izlenip değerlendirilmediği için kripto paralar ile açılmış hesapların dondurulması, bu paralara el konulması çok zordur. 
Sanal olmaları yalnızca bilgisayar sisteminde kayıtlı olmasından kaynaklanıyor. Yani bu para birimleri dolar, TL, Euro gibi basılı halde fiziksel olarak bulunmuyor.
Değeri, kullanıcıların onu bir değiş tokuş aracı olarak kabul etmelerinden ya da bir emtia gibi görmelerinden kaynaklanıyor. " değerlendirmesinde bulundu.
 Para ile ilgili bir durum olunca nüfusunun çoğunluğunun müslüman olan bir ülkede helal & haram kavramlarını net bir şekilde belirtebilmek için Diyanet İşleri Başkanlığı'nında bu tarz paralar ile ilgili görüş belirtmesi gayet doğal. Diyanet " Kullanıcılar arasında değişim ya da kıymet ölçüsü olarak genel kabul gören, kaynağı itibariyle kullanıcılara güven veren her türlü paranın kullanımı caizdir.
Bu noktada önemli olan husus, para olarak bilinen değişim aracının kendi özünde yani üretim şeklinde, sürüm aşamalarında ve muhataplık niteliğinde büyük belirsizlik içerip içermemesi, bir aldatma) aracı olarak kullanılıp kullanılmaması ve belli bir kesimin haksız ve sebepsiz zenginleşmesine vesile olup-olmamasıdır. Son yıllarda ortaya çıkan ve birçok çeşidi bulunan, dijital­-kripto paralardan her birini kullanmanın hükmünü yukarıdaki genel ilkeler doğrultusunda değerlendirmek gerekir.
Buna göre, özünde ciddi belirsizlikler taşıyan, aldanma ve aldatma riski ileri düzeyde olan, dolayısıyla güvencesi bulunmayan ve kamuoyunda 'Saadet zinciri' olarak bilinen uygulamalar gibi belirli kesimlerin haksız ve sebepsiz zenginleşmesine yol açan dijital kripto­ paraların kullanımı caiz değildir. " görüşünü savunuyor.
 SPK ise kripto paraların menkul kıymet olmasına karşı. Kripto paraya isim verilmesinin vergileme için ana koşul olduğunu belirtilerek, üç isim üzerinde durulduğunu kaydediliyor.
Bunlardan ilki Bitcoin'in bir 'emtia' olarak kabul edilmesi. İkincisi 'menkul kıymet' ve üçüncüsü de 'para' olarak adlandırmak. SPK, Bitcoin'in kendi menkul kıymet tanımına uymadığını belirtiyor. Öncelikle menkul kıymetin dayalı olduğu bir gerçek ürünün olması gerektiğini belirttiler."
Merkez Bankası uzmanlarının ise paranın bir devlet daha doğrusu bir devletin merkez bankası tarafından ve yine fiktif de olsa bir değer karşılığında basılmış olması gerektiğinden yola çıkarak Bitcoin'e 'para' denilemeyeceğini belirtiyor.
   BİST'nde kripto paralara karşı kayıtsız kalmadığı biliniyor. Uzmanların BİST-COIN üzerinde çalışmalar yaptıkları      da biliniyor.
Bana göre kripto paralar çok dikkatli bir şekilde analiz edilmeli. Dar görüşlere takılmadan kripto paraları günümüz ekonomik sistemine uyarlayarak özellikle sermaye açığı olan ülkeler bu yollarla sermaye açıklarını kapatabilme şansını elde edebilir.
Özellikle Bitcoin'nin derin güçler tarafından tasarlanan bir yapı olduğuna inanıyorum. Bu sistemi oluşturanlar spekülatif hareketlerle sistemi yönlendirdiği kanaatindeyim.
Bu şekilde karlarını realize ettiklerini düşünüyorum. Bu durum da Bitcoin lale soğanı balonu gibi bir balon, saadet zinciri olarak anımsanmasına sebep oluyor.
Saadet zincirlerinde her zaman sisteme ilk girenler kazanır.
Aynı Bitcoin'deki gibi. 1000 dolarken sisteme dahil olanlar 20000 dolar da karlarını önemli bir şekilde realize etti. Ancak Blockchain teknolojisinin gelecekte bütün para alışverişi sistemlerini değiştirebilecek bir potansiyeli var.
Son sözümse bitcoin gibi kripto paralara yatırım yapmak yerine çok fazla süpriz yaşamamanız için daha garanti yatırım araçlarını kullanmanız yönündedir. Bir sonra ki yazıda görüşmek dileğiyle...
Esen kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler (VDMK) Üzerine

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler (VDMK), yeni bir finansman tekniği olarak kurumların bilançolarında yer alan senet veya teminata konu alacaklarının ikincil piyasada pazarlanabilir menkul kıymetler haline dönüştürülmüş halidir. VDMK’a konu olabilecek varlıklar; tüketici kredileri, finansal kiralama sözleşmelerinden doğan alacaklar ve finansal kuruluşlar hariç mal ve hizmet üretimi faaliyetinde bulunan anonim ortaklıkların müşterilerine yaptıkları faturalı satışlardan kaynaklanan senede veya teminata bağlanmış ticari alacakları olabilir. Geçtiğimiz haftalarda basına yansıyan gelişmelere göre TKYB ( Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası )’nın kurucu olduğu Varlık Finansmanı Fonuyla, Ziraat Bankası, Vakıfbank ve Halkbank’ın 1’er milyar liralık, Garanti Bankası’nın 150 milyon liralık kendi ellerinde mevcut, yüksek kaliteli olan ipoteke dayalı konut kredileri havuz oluşturarak bunları birleştirip karşılığında 3 milyar 150 milyon liralık VDMK ihracının gündemde olduğunu görüyoruz.  Bu sayed

TCMB'nin Faiz Kararı ve Beklentiler Üzerine

Geçtiğimiz haftanın gündeminde TCMB tarafından açıklanan PPK toplantısı sonrası alınan faiz artırım kararı vardı. TCMB Politika Faizini %17,5’dan %25’e yükseltti. Piyasa beklentisi %20 seviyesindeydi. TCMB PPK toplantısı sonrası yaptığı bu hamle ile pozitif anlamda piyasalara şok uygulamış oldu. Ülkemizde yaklaşık 13 yıldır faizlerin baskılandığı bir sürece şahitlik ediyoruz. 2010 yılında TL’nin aşırı değerli olması ve cari açıkta kırılan rekorla birlikte kısa vadeli sermaye akımlarının uzun vadeye yönlendirilmesi ve Türk Lirasının aşırı değerlenmesini önlemek amacıyla başlayan bu süreç yıllar içerisinde ekonomi yönetiminin çeşitli görüşleri çerçevesinde farklılaşarak şekillenmişti. Son dönemde politika yönlendirilmesi sonucunda uzunca bir süre negatif faiz seviyesinin belirlendiğini gördük. Faizlerin ekonomi üzerinde bir yük olduğunu konusunda hemfikiriz. Merkez Bankası tarafından yürütülen para politikası da bu prensipten yola çıkarak, ekonominin potansiyelin üzerinde büyüdüğü duruml

Yapısal Reformlar Üzerine

Yapısal Reformlar Yapısal Reformlar bugün ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu, yapılmasının ve uygulanmasının çok büyük bir önem arz ettiği, ülkemizi geçtiği bu zorlu süreçten güçlenerek çıkması için çok önemli bir olgudur. Yapısal Reform hamlesinin eğitimden sağlığa, hukuktan ekonomiye, kurumların bağımsızlığından maliyeye kadar birçok alanda yapılması gerektiği kanaatindeyim. Bu yönde atılacak adımla ülkemiz çok daha güçlü olarak 2053 – 2071 hedeflerine yürüyebilecektir ama öncelikle şu üç kavramı kurumlarımızda uygulayabilmemiz gerekiyor. Liyakat Meritrokrasi Kurumların Bağımsızlığı Yukarıda belirttiğim üç kavram çerçevesinde yapılması gereken yapısal reformlara baktığımızda: Eğitim Ülkemizde eğitim sistemi baştan aşağıya yenilenmelidir. Her gelen hükümetin ve bakanın farklı bir sistem uyguladığı mevcut sistemdeki Milli Eğitim Bakanlığı’nın bakanlık statüsü kaldırılmalı ve Maarif Teşkilatı adı altında hükümetlerden bağımsız bir şekilde çalışan, dönemin e