Ana içeriğe atla

Ortadoğu'da Güç Savaşı ve Türkiye'nin Konumu

  1.   Ortadoğu uzun süreler boyunca; tuhaf siyasi ilişkilerin yaşandığı, hakimiyet mücadelelerin öne çıktığı, yer altı kaynakları nedeniyle herkesin gıpta ile baktığı bir bölge olarak karşımıza çıkmaktadır. Son 15 yıla baktığımızda 2003'teki ABD'nin Irak'ı işgali , 2011'deki Arap Baharı furyasıyla birlikte bölge istikrarsızlıklar had safhaya ulaşmış durumdadır.  

  Bölgenin haritasına baktığımızda en büyük iki devlet göze çarpıyor. Suudi Arabistan ve İran. Son zamanlarda bu iki ülke Ortadoğu'da birbirleriyle direkt olması bile dolaylı yollardan sürtüşme içerisindeler. Yemen'de Suudi Arabistan Hadi Hükümeti'ni desteklerken, İran Husileri destekleyerek iç savaşı devam ettiryor, buradan hiç kuşkusuz en çok zararlı çıkanda Yemen Halkı oluyor. Irak'ta Suudiler Abadi'yle diyalog arayışında görünürken İran ise Şiileri destekleme politikasına devam ediyor. Suriye'de Suudiler cihatçı muhalifleri desteklerken İran ise Hizbullah öncülüğünde Esad'ı destekleyerek Suriye'de hem saha da hem de masada önemli bir aktör olarak karşımıza çıkıyor. Lübnan'da da farklı bir durum söz konusu, İran, bölgede Hizbullah'ı destekleyerek yayılmacı politikasıyla Lübnan'daki hakimiyetini güçlendirmek istiyor. Suudi Arabistan da benzer amaçları güderek, bölgedeki etkisini kaybetmek istemiyor. Son dönemde Suudi Arabistan Yönetiminin İsrail'le olan ilişkileri kapsamında, Lübnan'daki gelişmeleri İsrail üzerinden değerlendirirsek, İsrail'in son dönemde kızıştığı Hizbullah ile, geçmişte de olduğu gibi bir savaş ihtimali olursa, bölgede yaşananların İsrail açısından bir 'savaş fırsatı' olabileceğini şimdiden söyleyebiliriz. Prens Muhammed Bin Salman'ın alabileceği yeni aksiyonlarla Ortadoğu'da suların iyice ısınmasına neden olması muhtemel. 

  Peki böyle bir durum da Türkiye ne yapmalı ? Nasıl davranmalı ? gibi sorularda bizim için önem arz ediyor. Türkiye bölge de denge siyaseti uygulayarak ne Suud Yönetimini karşısına almalı ne de İran'ı. Nasıl ki Türkiye Katar Krizinde ne Suud Yönetimini karşısına aldı ne de Katar'ı yalnız bıraktı, nasıl ki Türkiye, Kuzey Irak'taki Referandum krizinde herkesin Türkiye'nin Kuzey Irak'a hareket düzenleyeceğini beklerken diplomasi yoluyla Türkiye Irak'ın toprak bütünlüğünü savunarak Barzani Yönetimini saf dışı bıraktı ve asıl sorun olan Kuzey Suriye meselesine eğildiyse Türkiye'nin mezhepsel bakış açısıyla değilde, yine derin diplomasiyle bu krizde de taraf olmadan çözümü bulması en akılcı yol olacaktır. Bu durum Türkiye'nin bölgesel güç, küresel aktör olması yolunda önem arz etmektedir. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Dışında Eğitim ile İlgili Genel Bilgilendirme

Yurt dışında kısa dönem veya uzun dönem eğitim almak, farklı yerlerin havasını koklamak, farklı kültürleri ve aynı zamanda da farklı dilleri öğrenmek herkesin hayali.   Aynı zamanda bu hayale giden yolda doğru bilgileri almak, doğru bir şekilde neyin, nasıl, ne şekilde yapılacağını da öğrenmek çok çok önemli. Hayallerinize giden yolda birçok insan size çeşitli düşüncelerini   olumlu veya olumsuz olacak bir şekilde belirtecektir. Siz doğru araştırmaları yaparak işlerinizi adım adım yürüterek yurtdışı hayallerinizi rahatlıkla gerçekleştirebilirsiniz. Eğitim almak istediğiniz ülkeyi seçerken en önemli ayrıntı öncelikle tabi ki sizin bütçeniz. Öncelikle şunu belirteyim, siz hangi ülkeye gitmeye karar verirseniz verin alacağınız eğitim ve birliktelik kuracağınız sosyal ortam üç aşağı beş yukarı benzer olacaktır. Çünkü yurtdışında eğitim almanın en temel amacı dili günlük hayatta kullanmak olduğundan ABD, KANADA, INGILTERE fark etmeksizin size benzer ortamı sağlayacaktır. Bu...

Essay on Behavioral Economics

  Richard H. Thaler is an American  economist  and the  Charles R. Walgreen  Distinguished Service Professor of Behavioral Science and Economics at the  University of Chicago   Booth School of Business . In 2015, Thaler was president of the  American Economic Association . Thaler is a theorist in  behavioral economics  and has collaborated with  Daniel Kahneman ,  Amos Tversky , and others on multiple occasions in further defining that field. In 2018, he was elected a member in the  National Academy of Sciences . In 2017, he was awarded the  Nobel Memorial Prize in Economic Sciences  for his contributions to  behavioral economics . He combines a diverse range of insights from across the social sciences—including economists’ powerful analytical tools alongside rich evidence about real human behavior from other social sciences—especially psychology and sociology.  In the 2018 Ryerson Lecture, he had a p...

Criticism of Stiglitz Presentation in Webinar

Webinar: Joseph Stiglitz The U.S. Response to COVID-19 With introductions by Markus Brunnermeier, Director of the Princeton Bendheim Center for Finance Stiglitz is a Professor at Columbia University and a 2001  recipient of the Nobel Prize in Economics. In this presentation, Stiglitz talked about US response to COVID-19. There is a high level of uncertainty on economic implications. Crisis revealed multiple market failures. However, in that type of term, government must give response to crisis fast, unfortunately US has inability to respond quickly. First of all, Joseph mentioned on the health system situation for US such as Low life expectancy, high incidence of health problems, low level of health insurance coverage, few hospital beds (relative to population). From my opinion, Mr. Stiglitz must touch upon healty sector expenditure in US before COVID-19 because response to crisis may not start in crisis time, whatever do previous for healty sector, can respond to...