Ana içeriğe atla

TCMB'nin Faiz Kararı ve Beklentiler Üzerine



Geçtiğimiz haftanın gündeminde TCMB tarafından açıklanan PPK toplantısı sonrası alınan faiz artırım kararı vardı. TCMB Politika Faizini %17,5’dan %25’e yükseltti. Piyasa beklentisi %20 seviyesindeydi. TCMB PPK toplantısı sonrası yaptığı bu hamle ile pozitif anlamda piyasalara şok uygulamış oldu.

Ülkemizde yaklaşık 13 yıldır faizlerin baskılandığı bir sürece şahitlik ediyoruz. 2010 yılında TL’nin aşırı değerli olması ve cari açıkta kırılan rekorla birlikte kısa vadeli sermaye akımlarının uzun vadeye yönlendirilmesi ve Türk Lirasının aşırı değerlenmesini önlemek amacıyla başlayan bu süreç yıllar içerisinde ekonomi yönetiminin çeşitli görüşleri çerçevesinde farklılaşarak şekillenmişti. Son dönemde politika yönlendirilmesi sonucunda uzunca bir süre negatif faiz seviyesinin belirlendiğini gördük.

Faizlerin ekonomi üzerinde bir yük olduğunu konusunda hemfikiriz. Merkez Bankası tarafından yürütülen para politikası da bu prensipten yola çıkarak, ekonominin potansiyelin üzerinde büyüdüğü durumlarda ekonomiyi soğutma amacıyla faiz yükseltirken, büyüme rakamları potansiyelin altına düşünce de faizi indirerek ekonomiye canlılık kazandırması amaçlanır. Bu ayarlamayı yaparken enflasyon dinamiklerini gözeterek fiyat istikrarını ön plana almak belirici unsurdur. Fakat son dönemde uygulanan politikalarda fiyat istikrarının ikinci plana atılması sebebiyle enflasyonda sert yükselişler yaşandı. Bu da ücret yükselişlerini beraberinde getirerek ekonomi enflasyon – ücret sarmalının içine girmiş oldu.

Makro ekonomik büyüklükleri kontrolden çıkarmamak amacıyla merkez bankaları politika faizini kullanırken bir orkestra şefi edasıyla hareket etmelidir. Orkestra şeflerinin ellerindeki ince çubuğa baton adı verilir ve şef orkestrayı kesin bir otorite ile yöneterek harmonik bir müzikalin çıkmasını sağlar. Merkez Bankalarının batonu da kısa vadeli faizlerdir. Merkez Bankacılığı kısa vadeli faizleri doğru seviyede belirleyerek enflasyon beklentilerini çıpalayıp orta ve uzun vadeli faizleri kontrol etme sanatıdır diye düşünüyorum. Ekonominin orkestra şefi benzetmem kapsamında bu görüşümün uygun olduğu kanaatindeyim. Bir orkestra şefi icra edilecek eserin yorumlanış tarzına karar verir, orkestrada yer alan herkesi gerekli gördüğü ritim ve nüansları empoze eder. Merkez bankaları da ekonominin temel yönlendiricisi olduğu için makro ekonomik verilerinin birbirleriyle uyumlu ve piyasa gerçeklerinden kopmadan hareket etmesini sağlamayı amaçlamaktadır.

Merkez bankası faizleri artırarak enflasyonla mücadelede kararlılığı konusunda piyasaları ikna edebilirse, o zaman uzun vadeli faizler üzerinde yarattığı aşağı yönlü etki politika faizinin yarattığı yukarı yönlü etkiden daha fazla olur. Uzun vadeli faizler ilk başta politika faizine paralel artsa da 6-12 ay sonra enflasyonda başlayacak olan düşüşle beraber azalışa geçer. Buradaki en önemli husus kısa vadeli çıkarlar için orta ve uzun vadede sağlanacak olan faydalardan vazgeçmemek olmalıdır.

Bu kapsamda TCMB önümüzdeki dönemde piyasalar nezdindeki kredibilitesini sağlamlaştırmak, piyasa beklentilerinin yönlendirmek ve enflasyon beklentilerini çıpalamak amacıyla politika faizini, enflasyon raporunda ilan ettiği 2024 yılı sonu için mevcut enflasyon beklentisi olan %33’ün üzerinde belirleyeceğini düşünüyorum. Bu kapsamda faiz seviyesini yılın kalan 4 toplantısında, her bir toplantıda 250 bp puan artırarak %35 seviyesine sabitleyeceğini ve 2024 yılı boyunca bu faiz seviyesini koruyacağını tahmin ediyorum. Faiz seviyelerinde indirim ise 2025 yılının 3. Çeyreğinden önce gerçekleşmeyecektir.

Faizler nasıl düşer sorusunun cevabı Merkez’in politika faizini artırmasından geçiyor. Faiz artırımıyla birlikte enflasyonda meydana gelecek olan düşüş ileriki dönemde faiz indiriminin önünü açacaktır. Enflasyon beklentilerinin kırıldığını görmeden yapılacak olan faiz indirimi ise beklentilerin bozulmasına sebep olacaktır. Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır sözü tamda bu süreci anlatıyor desek yanlış olmaz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Dışında Eğitim ile İlgili Genel Bilgilendirme

Yurt dışında kısa dönem veya uzun dönem eğitim almak, farklı yerlerin havasını koklamak, farklı kültürleri ve aynı zamanda da farklı dilleri öğrenmek herkesin hayali.   Aynı zamanda bu hayale giden yolda doğru bilgileri almak, doğru bir şekilde neyin, nasıl, ne şekilde yapılacağını da öğrenmek çok çok önemli. Hayallerinize giden yolda birçok insan size çeşitli düşüncelerini   olumlu veya olumsuz olacak bir şekilde belirtecektir. Siz doğru araştırmaları yaparak işlerinizi adım adım yürüterek yurtdışı hayallerinizi rahatlıkla gerçekleştirebilirsiniz. Eğitim almak istediğiniz ülkeyi seçerken en önemli ayrıntı öncelikle tabi ki sizin bütçeniz. Öncelikle şunu belirteyim, siz hangi ülkeye gitmeye karar verirseniz verin alacağınız eğitim ve birliktelik kuracağınız sosyal ortam üç aşağı beş yukarı benzer olacaktır. Çünkü yurtdışında eğitim almanın en temel amacı dili günlük hayatta kullanmak olduğundan ABD, KANADA, INGILTERE fark etmeksizin size benzer ortamı sağlayacaktır. Bu...

Essay on Behavioral Economics

  Richard H. Thaler is an American  economist  and the  Charles R. Walgreen  Distinguished Service Professor of Behavioral Science and Economics at the  University of Chicago   Booth School of Business . In 2015, Thaler was president of the  American Economic Association . Thaler is a theorist in  behavioral economics  and has collaborated with  Daniel Kahneman ,  Amos Tversky , and others on multiple occasions in further defining that field. In 2018, he was elected a member in the  National Academy of Sciences . In 2017, he was awarded the  Nobel Memorial Prize in Economic Sciences  for his contributions to  behavioral economics . He combines a diverse range of insights from across the social sciences—including economists’ powerful analytical tools alongside rich evidence about real human behavior from other social sciences—especially psychology and sociology.  In the 2018 Ryerson Lecture, he had a p...

Criticism of Stiglitz Presentation in Webinar

Webinar: Joseph Stiglitz The U.S. Response to COVID-19 With introductions by Markus Brunnermeier, Director of the Princeton Bendheim Center for Finance Stiglitz is a Professor at Columbia University and a 2001  recipient of the Nobel Prize in Economics. In this presentation, Stiglitz talked about US response to COVID-19. There is a high level of uncertainty on economic implications. Crisis revealed multiple market failures. However, in that type of term, government must give response to crisis fast, unfortunately US has inability to respond quickly. First of all, Joseph mentioned on the health system situation for US such as Low life expectancy, high incidence of health problems, low level of health insurance coverage, few hospital beds (relative to population). From my opinion, Mr. Stiglitz must touch upon healty sector expenditure in US before COVID-19 because response to crisis may not start in crisis time, whatever do previous for healty sector, can respond to...