Son dönemde adını sıkça duyduğumuz, sosyal medya platfomlarında insanların çokça konuştuğu ABD 10 yıllıklarında yaşanan hareketi artık duymayan kalmamıştır. Dünyanın ciddi bir enflasyonist süreç yaşadığı şu günlerde gelin ABD 10 yıllıklarına bir göz atalım.
On yıllık tahvil faizinin nasıl belirlendiğine bakarsak; parasını on seneliğine borç verecek olan yatırımcı bu süre içerisinde oluşabilecek risklere ve enflasyona karşı kendisini güvenceye almak istemesi sebebiyle önümüzdeki on yılda beklenen kısa vadeli faizlerin ortalamasına beklenen enflasyon, risk algısı gibi faktörleri içeren vade primini ilave edecektir. Eğer enflasyon ve risk primi yükselirse tahvilden elde edilecek reel getiri azalacağı için yatırımcı nominal faizin de bu oranda artmasını talep edecektir.
Yukarıdaki paragraf karışık geldiyse işi biraz daha özetlememiz gerekecektir. Bir ülkede enflasyon artarsa devlet tahvillerinin getirisinin de artması gerekir. Şöyle düşünün enflasyonun %10 olduğu bir ortamda paranıza %7 getiri teklif edilirse muhtemelen getiriyi beğenmeyeceğiniz için paranızı başka bir alternatif yatırım ürününde değerlendireceksinizdir. Son dönemde Amerika’da enflasyon beklentisi yükselince 10 yıllık tahvillere satış geldi. Tahvilin oranı ile fiyatı arasındaki ilişkinin ters olduğunu, tahvile satış gelince fiyatının düşüp oranının yükseldiğini belirtmeliyiz. Bir tahvilin fiyatı düşünce getirisi artar. Kısaca enflasyon beklentisi artınca tahvil getirisinin arttığını belirtmemiz doğru olacaktır.
ABD’de enflasyon endişelerinden kaynaklanan baskının devam etmesiyle gösterge Hazine tahvil getirileri son dönemin en yüksek seviyesine çıktı. ABD’nin 10 yıllık Hazine tahvil getirisi yüzde 4,217 ile yüksek seviyede olduğunu belirtelim. FED'e yönelik beklentilerde 2022 kasım ayı için 74 bp, aralık ayı içinse 50 bp faiz artırımı beklendiğini söylemekte fayda var. Mart 2023 için swap piyasasındaki beklentiler %4,8 seviyesinde.
ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinin artan tahvil getirilerini önemsiz görmeye çalışmasına rağmen, yatırımcıların, mal ve hizmetlerdeki fiyat artışlarına ve ileride olabilecek olası güçlü enflasyon beklentilerine göre pozisyon aldıklarını belirtelim.
Tahvil faizlerinin yükselişinin ilk planda etkisini altın fiyatları üzerinde görülen satış baskısı olarak gözlemledik. Altının ons fiyatı 1620 seviyesine kadar geriledi. ABD’de finansal sektörün yükselen faizler nedeniyle karlılığında azalma olabileceğine dair endişeler de rekor seviyelere yakın seyreden endekslerde belirgin kar satışlarına neden oldu.
Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için referans olarak kabul edilen ve yaptığımız borçlanmalarda üzerine ek risk primi talep edilen ABD tahvil faizlerinin yükselişi önümüzdeki dönemde Hazine’nin yabancı para cinsinden içeride ve dışarıda yapacağı ihraçlarda maliyetinin artmasına neden olabileceğinden gelişmelerin yakından takip edilmesinde fayda olacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder