Seçim süreçleri demokrasinin
önemli göstergelerinden biri olmasıyla birlikte ülke insanlarının yakın tarih
aralıklarında sık sık sandık başına gitmelerinin olumsuz etkilerinin olduğu
düşüncesini seçim, enflasyon, asgari ücret düzeyi ve asgari ücret dışı ücret
düzeyi çerçevesinde gelin beraber inceleyelim.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 2014
yılı itibariyle bugüne kadar geçirdiği seçimlere göz attığımız zaman:
2014, 30 Mart Yerel Seçimleri
2014, 10 Ağustos
Cumhurbaşkanlığı Seçimi
2015, 7 Haziran Genel Seçimleri
2015, 1 Kasım Erken Genel
Seçimleri
2017, 16 Nisan Cumhurbaşkanlığı
Sistemi Referandumu
2018, 24 Haziran
Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimi
2019, 31 Mart Yerel Seçimleri
2019, 23 Haziran İstanbul
Büyükşehir Belediyesi Tekrar Seçimi
2014, 30 Mart Yerel Seçimleri
ile 2019, 23 Haziran İBB Tekrar Seçimi arasında tam 1911 gün var. Bu iki tarih
aralığında tam 8 seçim geçirdik. Ülkemizin son 5 yılda ortalama 238 günde bir
seçime gittiğini görüyoruz. Bu durumun bir süre sonra insanlarda bıkkınlık
yaratacağını söylemek çokta zor olmasa gerek.
Seçim
sürecinin sık yaşandığı dönem olan 2013 – 2018 yıl sonu enflasyon oranlarına
baktığımızda:
2013: %7,4
2014: %8,17
2015: %8.81
2016: %8.53
2017:
%11.92
2018:
%20,30 olduğunu görüyoruz. Bu dönemde TCMB’nin enflasyon hedeflemesinin
%5 seviyesinde olduğunu varsaydığımızda 2014 yılı ile birlikte özellikle 2016
yılı sonrası enflasyonda ciddi anlamda bozulma yaşandığı apaçık ortada.
Peki seçim süreçlerinde politika aracı olarak
kullanılan asgari ücret artışlarına
baktığımızda ise:
2013 Ocak, 773,01 TL
2014 Ocak, 846 TL – Artış
Oranı: %9,4
2015 Ocak, 949,07 TL – Artış
Oranı: %12,18
2016 Ocak, 1300,99 TL – Artış
Oranı: % 37,08
2017 Ocak, 1404,06 TL – Artış
Oranı: %7,92,
2018 Ocak, 1603,12 TL – Artış
Oranı: %14,17
2019 Ocak, 2020,9 TL – Artış
Oranı: %26,06 olduğunu görüyoruz. Ülkemizde
ücretli çalışanların çoğunun yıl sonu zam oranlarının enflasyon oranı düzeyinde
olduğunu düşündüğümüzde asgari ücret dışı ücret düzeyinde kazancı
olan, her yıl enflasyon
oranında ücret artışı kazanan bir çalışanın ücretine bakarak asgari ücret kazanan bir çalışanın
kazançlarındaki artışla karşılaştırma yapalım.
2013
Ocak ayında 773,01 TL Asgari Ücret alan bir çalışan ile 2013 yılı Ocak
ayında Asgari Ücretin 2
katı olan 1546,02 TL kazanan ve her yıl işvereni tarafından enflasyon
oranında ücret zammı verilen bir çalışanın ücret artışlarına bakıp kıyaslama
yaptığımızda:
2013 Ocak: 1546,02 TL
2014 Ocak: 1660,425 TL
2015 Ocak: 1796,082 TL
2016 Ocak: 1954,317 TL
2017 Ocak: 2121,02 TL
2018 Ocak: 2373,846 TL
2019 Ocak: 2855,737 TL olduğunu
hesaplayabiliriz. 2013’te
asgari ücretin yaklaşık 2 katını kazanan bir çalışanın 2019 yılında asgari
ücretin 1,41 katı kazandığını görüyoruz. Seçim süreçleri ile birlikte
enflasyon oranlarında yaşanan artış trendine karşı yapısal çözümlerin
bulunamadığı ortamda enflasyonun alım gücünü zayıflattığını aynı zamanda asgari
ücretlere yapılan zamlarda bir miktar asgari ücret artışı – enflasyon artışı
döngüsüne destek verdiğini ve bu durumun her yıl enflasyon oranında zam artışı
alan özel sektör çalışanlarının ücret seviyelerine ise olumsuz etkide
bulunduğunu söyleyebiliriz. Seçimlerin
alım gücünü zayıflatan önemli bir süreç olduğu da açık bir şekilde ortada.
Ülkemizin seçim süreçlerinden
kurtulduğu, üretime, kalkınmaya, büyümeye odaklandığı, yapısal sorunlarını
ivedilikle çözdüğü, ülkemizdeki insanların refahının ve mutluluğunun arttığı
günlere çabucak ulaşması en büyük arzumuz.
Bir sonraki yazıda görüşmek
dileğiyle
Esen kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder